Zemzem kuyusu ile Makâm-ı İbrâhim denilen yer arasında oturdular. Bir saat kadar kendi aralarında sohbet ettiler. Bu sırada bana öyle bir ağırlık çöktü ki, kendimi tutamıyordum. Öyle ki, başım dizime dayandı. O zât bana; “Ey Osman! Bizi tanıdın ve bildin” buyurdu.
Sonra Fâtiha ve Kureyş sûrelerini okuyup duâ ettiler. Daha sonra da oradan ayrılıp gittiler. Aradan biraz zaman geçince, hocam Ebû Bekr geri dönüp yanıma geldi. Bana; “Başını kaldır!” buyurdu. Kaldıramadığımı söyledim. Bunun üzerine boynumu biraz oğdu ve Allahü teâlânın izni ile boynumu hareket ettirebilir hâle geldim. Bunun üzerine bana; “Yâ Osman! O zâtı görmediğin, sâdece sesini duyduğun hâlde bu hâle geldin. Ya görseydin nasıl olurdun?” buyurdu."
0 yorum :
Yorum Gönder